Anlaşmalı boşanma ve tasarrufun iptali

YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2016/12215 K. 2019/7723 T. 18.6.2019

Davacı vekili, davalı ...'in müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını, ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazını önce  boşanma davası ile davalı ...'ye devrettiğini onun da iki ay sonra dava dışı şahsa devrettiğini belirterek yapılan tasarrufun iptali  ile bedelin üçüncü kişiden tahsilini talep etmiştir.

Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde edinildiğini, müvekkil üniversite de öğretim görevlisi olduğunu mal kaçırma amacının olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Davalı ...,duruşmada davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, karı-koca olan davalıların mal bölüşümünün mahkeme tarafından belirlenmediği, anlaşmalı boşanma esnasında ibraz edilen protokol doğrultusunda mahkemeye ilettikleri irade ile dava konusu taşınmazın devrinin boşanma  kararında yer aldığı, esasen, mahkemece tescil yönünde bir hüküm tesis edilmediği, sadece yukarıda belirtildiği gibi “Protokolün 3. maddesinde adres ve tapu bilgileri bildirilen taşınmazın üzerindeki ipotek ile birlikte bedelsiz olarak davacıya devredileceğinin davalı tarafından taahhüt edildiğinin tespitine” şeklinde karar verildiği, tarafların daha sonra tapu dairesine başvurarak taşınmazın devrini satış sözleşmesi şeklinde gerçekleştirdikleri, davalı ... (...) ...'ın davalı eşi borçlu ...'ın mali durumunu ve alacaklılardan mal kaçırma ve onlara zarar verme kastını bilmemesine imkan bulunmadığı, bu nedenle, taraflar arasındaki tasarrufun  İ.İ.K.'nun 280. maddesine göre iptale  tabi olduğu, emsal Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, taraflar arasındaki  tasarrufun boşanma protokolü ile gerçekleştiğinin kabulü gerektiği, bu durumda, tasarruf  tarihinin resmi satışın yapıldığı 08/12/2014 tarihi olarak değil, taraflar arasındaki boşanma protokolünün tanzim edildiği 20/11/2014 tarihi olarak kabulü yerinde olduğu o tarihte de taraflar arasındaki evlilik birliğinin devam ettiği, ayrıca, savunmaya göre taşınmazın devri, davalının evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaza yaptığı katkıya karşılık gerçekleştiğinden, tasarrufun, “ivazlı” bir tasarruf  olarak kabul edilmesi gerektiği, böyle olunca, tasarrufun  İ.İ.K.'nun 278/III-1.maddesine göre de iptale  tabi olduğu sonucuna varıldığı ancak davalı ... (...) ...'ın taşınmazı 20/02/2015 tarihinde elinden çıkarttığından, davacı tarafın İ.İ.K.'nun 283/2. maddesine göre bu davalının taşınmazı elinden çıkarttığı tarihteki kaim değerini tazminat olarak davalı ...'den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

SONUÇ : Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, göre davalılar ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 5.454,29 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 18/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.