3. kişinin istihkak iddiası
YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ E. 2020/808 K. 2021/5456 T. 24.6.2021
Davacı alacaklı vekili, Çarşamba 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/153 D. İş sayılı ihtiyati haciz dosyasına istinaden Çarşamba İcra Müdürlüğünün 2016/4074 Esas sayılı dosyası ile borçlular aleyhine yürütülen takipte 11.10.2016 tarihinde tarladaki çeltik haczedilerek yediemine bırakıldığını, tarladaki çeltiğin davalı borçlulara ait olduğunu belirterek, davanın kabulüyle istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı borçlular vekili, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, dosya borçlularının davalı, alacaklının ise davacı olduğunu, iş bu davada istihkak iddiasında bulunanın belli olmadığını, bu nedenle açılan davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince 11.10.2016 tarihindeki hacizde haczin yapıldığı taşınmazın malikinin kim olduğu netleştirilmeden sadece köy muhtarının beyanı üzerine haciz yapıldığı ve adresin kime ait olduğu, istihkak iddiasında bulunan kişinin açık olarak kim olduğunun belirlenemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme ilişkin olarak davacı alacaklı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, Mahkemece verilen karara karşı süre tutum dilekçesi ile istinaf talebinde bulunulduğu, gerekçeli temyiz dilekçesinin yasal süresinden sonra sunulduğu gerekçesiyle kamu düzenine aykırılık yönünden dosyanın incelenerek, başvurunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK 99. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
1. İcra Mahkemesince verilen 02.05.2018 tarihli karara karşı davacı vekili HMK'nin 342/3. maddesine uygun olacak şekilde istinaf dilekçesi (süre tutum) verdiği halde gerekçeli kararın davacı alacaklı vekiline tebliğ edildiği 16.08.2018 tarihinden sonra istinaf gerekçelerini içeren gerekçeli istinaf dilekçesinin süresi geçtikten sonra 07.09.2018 tarihinde verildiği, Bölge Adliye Mahkemesi'nin de HMK'nin 342/3. maddesinde belirtildiği üzere, istinaf dilekçesini reddetmeden, HMK'nin 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapmış olması usul ve yasaya uygundur.
2. İstihkak davalarının dinlenebilmesi için ön koşul, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulmasıdır. İstihkak iddiası tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Geçerli istihkak iddiasının varlığı hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekir.
İstihkak iddiası doğrudan üçüncü kişi tarafından ileri sürülebileceği gibi, borçlu tarafından üçüncü kişi lehine de ileri sürülebilir.
Somut olayda, mahalle muhtarı tarafından borçluların kiralayarak kullandıklarını belirttiği tarlada çeltik haczi yapılmış, haciz sırasında borçlular ya da üçüncü kişi hazır bulunmamış, haciz tarihinden 1 gün sonra 12.06.2016 tarihinde muhafaza haczi için aynı adrese gidildiğinde çeltiklerin hasat edildiğinin anlaşılması üzerine tutulan tutanakta borçlunun oğlu olduğunu belirten Serdar Kurnaz mahcuzların kime ait olduğu konusunda çelişkili beyanlarda bulunmuş, istihkak iddiasında bulunmamıştır. Haciz sonrasında da dosyaya istihkak iddiasında bulunulmamış olmasına rağmen davacı alacaklı tarafından borçlular taraf gösterilmek suretiyle istihkak davası açılmıştır.
Dosyada mevcut ve geçerli herhangi bir istihkak iddiası olmaksızın davacı alacaklının İİK'nin 99. maddesi hükümlerine göre takip borçluları hasım gösterilerek istihkak davası açmakta hukuki yararı yoktur.
Geçerli bir istihkak iddiasının bulunup bulunmadığı resen gözetilmesi gereken kamu düzenine ilişkin bir husus olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince kamu düzenine aykırılık bulunmadığından istinaf talebinin esastan reddi doğru olmamıştır.
Bu durumda, İlk Derece Mahkemesi tarafından icra dosyasına üçüncü kişi tarafından veya üçüncü kişi lehine yapılmış istihkak iddiası bulunmadığından 6100 Sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın hukuki yarar bulunmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekirken, işin esası incelenip sonuca gidilmesi isabetsiz ise de, istem sonuçta reddedildiğinden sonucu itibariyle karar doğru olmuştur.
Açıklanan bu hususlar yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, HMK'nin 370/2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi hükmünün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, 6100 Sayılı HMK'nin 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi hükmünün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 24.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.